Son yazımın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmiş. Neden bu zamana kadar yazmadım diye düşündüm geçen gün de. Yazacak enerjim mi kalmamıştı, yazmaya değer şeyler mi bulamamıştım ya da yazma ihtiyacı duymadığım için mi buralarda yoktum bilemiyorum.
Ama geçen zamanda fark ettiğim nokta ise, yazı yazmak kadar beni motive eden düşüncelerimin gelişmesini sağlayan başka bir aktivite yok.
Gerçi bloguma uğramadığım bu süreçte yazı yazmadığımı söyleyemem, hatta iceriks.com'da bana göre uzunca ve epey düzenli sayılabilecek şekilde yazılar yazmıştım.
Eşimin mecburi hizmeti de çıkınca, İstanbul'dan taa Tatvan'lara kadar arabamızla uzun bir kara yolculuğu yaptık. Ve taşınmamız münasebetiyle oraya da ara vermek zorunda kaldım.
Mezuniyet sonrası başladığım 13 aylık çalışma hayatıma da Ocak sonu gibi işten ayrılarak veda ettim. Oldukça yoğun tempolu bir işten ayrılmak bana gerçekten çok iyi geldi. Üzerimdeki stresten ve baskıdan o kadar çok bunalmıştım ki, orada kalıcı süreliğine zaten çalışamam diye bakıyordum.
Fakat bir yandan da, o akıcılığa o kadar alışmışım ki, evde yalnız kaldığım ilk zamanlarda bu durumu oldukça garipsedim.
Normal zamanda eşimi işe gönderdikten sonra anında uykuya dalan ben, artık uyumaz oldum. Bu durum benim için oldukça sevindirici aslında. Uykuya ne kadar da düşkün bir insan olarak kendimi bu anlamda yenmiş olmak güzel.
Ben de evde boş kaldığım zamanları IELTS için çalışarak vakit geçiriyorum. Gerçi bu aralar PTE'yi duyduktan sonra IELTS yerine ona mı girsem diyorum ama bakalım, henüz karar verebilmiş değilim.
Bunun dışında Tatvan'da günlerim benim gibi minimalist bir insan için güzel geçiyor. Eşimi sabahları kahvaltısı yaptrırarak, kapıdan geçiriyorum ve öğlenleri de yemeğini yemesi için soframı hazırlıyorum, namazlarımı kılıp, IELTS'e çalışmaya devam edip, akşam yemeğimi hazırlıyorum.
Kapıyı eşime açabilmek ise en buyük lüksüm :) İstanbulda'yken eşim 5'de işten çıkıp, 5'i 5 geçe evde oluyordu ben ise 6'da işten çıkıp kimi zamanlar 7,5 gibi ancak evde olabiliyordum.
Şimdiyse rahat rahat yemeğimi hazırlayıp, kapıyı eşime ben açabiliyorum.
Ama bir yandan da hedeflerimi gerçekleştirerek başarılı olmak istememden ve vakiti nakite çevirmeyi de istememden dolayı iş hayatında çalışmayı da özlüyorum.
Bu 500 günlük Tatvan macerasında ise evden yapabileceğim ufak çaplı girişimlerin peşindeyim bu aralar :) Allah nasip eder de yüzüme gözüme bulaştırmadan yapabilirsem kendimi daha da iyi hissedeceğimi umuyorum.
Haftada bir de olsa yazmaya inşaAllah devam etmeyi düşünüyorum. Bakalım!
Yorumlar
Yorum Gönder