Çogu zaman gecmisi dusunuyorum, hayal kurmaktansa. Sanirim bu hayal kurup, hayal kirikliklarina ugramamayi yeglememden kaynaklaniyor.
Ortaokul yillarimda saat 8-9 olur olmaz yataga gitmek için sabirsizlanirdim. Cunku uykuya dalmadan evvel bir suru hayal kurardim. Bazen huzunlu, bazen guzel hayallerle kimi zaman gulumser kimi zaman da kendimi fazla kaptirip aglardim.
Mesela travmatik bir ani olan 99 depremi gibi bir afetle yeniden karsilassak ve Allah korusun annemi, babami kaybetsem ne yaparim, hayatima nasil devam ederim diye kurgulardim kafamda.
Ayni sitede oturdugumuz rehber ogretmenimin kapisini calmayi dusunuyordum boyle bir acil durum sonrasi eylem planimda. Iyi bir kadin, iyi bir ogretmendi ustelik psikolojiden de anliyordu ve beni de evlat edinir gibi bir sekilde bakardi herhalde diye dusunurdum.
Kardesim olduktan sonra anne-babamin Allah korusun olasi bir olumunde ne yapabilecegimi, okula gittigim zaman onu evde nasil tek basina birakabilecegimi dusunurdum.
Tum bu olumsuz hayallerin yani sira, ileride nasil bir genc kiz olurum, yuzumun sekli nasil olur diye cok merak ederdim. Gezmeye gidecegimiz ya da tatile cikacagimiz zamanlar icin ne giysem, sacimi nasil yapsam diye dusunurdum uyumadan evvel.
Tum bu gece uykuya dalmadan evvel hayal kurmalarimi biraktigimdan beri karamsarligim da giderek artti sanirim. Belki de bu yuzden çoğu zaman hayal kurmaktan kacinmaya calisiyorum. Ya da hayallerimin olmaması durumunda boşluğa düşmemek için önceden teselli edici laflar hazırlıyorum kendime ki, olmadığında kendimi kaptırmış olsam bile gardımı önceden almış olurum diye düşünüyorum.
Eşimle tanıştığımda da bu durum farklı olmamıştı. İkinci buluşmamızda benimle evlenmek istediğinden bahsettiğinde de, nişanımız olduğunda da ve ben hala kendime içten içe telkinlerde bulunuyordum. Hayat bu, hiç bitmeyecek, hiç bozulmayacak gibi düşünme hazırlıklı ol derdim. Bunun güvensizlikle bir ilgisi olmasa da, bilakis hayatındaki tüm detaylarıyla şeffaf olan ve kafamın rahatlığı için uğraşan biri için bile böyle bir gard almıştım. Bu gardı yıkmak eşim için hiç kolay olmasa da zamanla tamamen yıktı.
Ben bu denli güvenilir birine bile böyle bir tutumla yaklaşıyorsam, hayatıma alacağım arkadaşlar için de pek farklı bir durum olmuyor. Hatta mümkün olduğunca kimseyi hayatıma sokmadığım gibi nedense herkesten de mümkün olduğunca kaçar bir halim var. Yeni ortamlara girmek, yeni insanlarla tanışmak, onlara iyi biri olduğunu kanıtlama süreci, senin onların iyi biri olduğuna, onlardan zarar gelmeyeceğine kanaat getirebileceğin kadar geçen süreci yaşamak....
Anlatırken bile takatim kalmadı. Bir de deneyip, yanılarak pişman olma ihtimali de olunca, benim için en makul çözüm olabildiğince az insana sahip olabilmek oluyor.
Çünkü ne hayallerim için ne de insanlar için hayal kırıklığı yaşamaya tahammülüm kalmadı sanırım.
İşte bu yüzden minimalize ediyorum galiba.
Yorumlar
Yorum Gönder