Tatminsizlikten öte, geride bıraktıklarımdan dolayı böyle hissediyorum. Geride bıraktığım kırıklıklarım, kırgınlıklarım...
***
Saçlarımı 6 yaşına kadar kestirmemişti annem. Bebeklikten beri olan haliyleydi.
Şimdiki gibi hep uzun olsun ister saçlarımı.
Aslında kesilmesini hiç istemez.
Kızının saçlarının kesilmesini, kırılmasını...
***
Birinci sınıfa başlayacak olmamdan mütevellit, kısa saçlarıma kavuşmam gerekiyordu artık.
Hayatımda hiç makas değmemiş saçlarım için ise endişeliydim.
"Anne, canımı çok yakmaz değil mi? Kesilirken çok yanacak mı yoksa canım?" demiştim.
Gülümsemişti annem.
"Hayır, korkma canın yanmayacak" diye eklemişti.
Halbuki ben tatmin olamamıştım bu cevaptan. Sonuçta o da benim bir parçamdı ve benden ayrılırken canımın yanması gerekmez miydi?
***
Boynuma pelerini geçirdikten sonra, sandalyenin yüksekliğini ayarladı kuaför.
Makası elinde görünce gözlerim doldu, dudaklarım büzüldü.
Kuafördeki teyzeler gülmeye başladılar, korkumu anlayıp.
"Korkma canım ne var acımayacak hiç söz veriyorum" diye yatıştırmaya çalıştırdılar.
Sustum..
Yaşlarımın akışını aynadan izlerken, gözlerim makasa takıldı. Makasın saçlarıma vuruşlarından sonra yere dökülüşünü izledim...
Sonra yine bir korku sardı içimi.
Acaba abla onlara basacak mı? Basarsa yada onlara bi'şey olursa kafamdaki saçlarımın da canı yanacak mıydı?
****
Halbuki gelecekte endişeleneceğim ne çok şey olacaktı...Saçlarımın aklımın ucundan dahi geçmeyeceği...
Sanki o an ki endişelerim bıraktıklarım için acı çekecek olmamdan çekinmemdendi.
Sanki o makas ben olacaktım. Belki gelecekteki kendim içindi bu endişe..
İnsanların kalplerinde makas olup, geride kırıklıklar bırakarak,
Sonrasında acı duyacağımı hissediyor muydum o zamanlar belki de?
Hatta evlenip Almanya'ya yerleşmişti sanırım eşinin işinden dolayı. Çok kez geçtim oradan ama eskisi gibi değildi. Önce bir butik sonra bir market oluvermişti.
Zaten ben de eskisi gibi değildim ki.
***
Saçlarımı 6 yaşına kadar kestirmemişti annem. Bebeklikten beri olan haliyleydi.
Şimdiki gibi hep uzun olsun ister saçlarımı.
Aslında kesilmesini hiç istemez.
Kızının saçlarının kesilmesini, kırılmasını...
***
Birinci sınıfa başlayacak olmamdan mütevellit, kısa saçlarıma kavuşmam gerekiyordu artık.
Hayatımda hiç makas değmemiş saçlarım için ise endişeliydim.
"Anne, canımı çok yakmaz değil mi? Kesilirken çok yanacak mı yoksa canım?" demiştim.
Gülümsemişti annem.
"Hayır, korkma canın yanmayacak" diye eklemişti.
Halbuki ben tatmin olamamıştım bu cevaptan. Sonuçta o da benim bir parçamdı ve benden ayrılırken canımın yanması gerekmez miydi?
***
Boynuma pelerini geçirdikten sonra, sandalyenin yüksekliğini ayarladı kuaför.
Makası elinde görünce gözlerim doldu, dudaklarım büzüldü.
Kuafördeki teyzeler gülmeye başladılar, korkumu anlayıp.
"Korkma canım ne var acımayacak hiç söz veriyorum" diye yatıştırmaya çalıştırdılar.
Sustum..
Yaşlarımın akışını aynadan izlerken, gözlerim makasa takıldı. Makasın saçlarıma vuruşlarından sonra yere dökülüşünü izledim...
Sonra yine bir korku sardı içimi.
Acaba abla onlara basacak mı? Basarsa yada onlara bi'şey olursa kafamdaki saçlarımın da canı yanacak mıydı?
****
Halbuki gelecekte endişeleneceğim ne çok şey olacaktı...Saçlarımın aklımın ucundan dahi geçmeyeceği...
Sanki o an ki endişelerim bıraktıklarım için acı çekecek olmamdan çekinmemdendi.
Sanki o makas ben olacaktım. Belki gelecekteki kendim içindi bu endişe..
İnsanların kalplerinde makas olup, geride kırıklıklar bırakarak,
Sonrasında acı duyacağımı hissediyor muydum o zamanlar belki de?
Hatta evlenip Almanya'ya yerleşmişti sanırım eşinin işinden dolayı. Çok kez geçtim oradan ama eskisi gibi değildi. Önce bir butik sonra bir market oluvermişti.
Zaten ben de eskisi gibi değildim ki.
Yorumlar
Yorum Gönder