Ne dinleyebildiğim şarkılar, ne izleyebildiğim filmler var bu ara tam manasıyla. Kitap bile okuyamaz oldum. Zar zor bitirebildiklerimi saymazsam. Derslerime de yoğunlaşamıyorum zaten.
O kadar çok şey var ki kafamı meşgul eden. Ve bu meşguliyetleriyle hayatımı mahveden.
Üstelik onlardan kurtulabilmemin tek çaresi de yine düşünmek.
Erteleyemediğim, kafamın içini kemiren bu düşüncelerle nasıl baş ederim bilemiyorum.
Zaten yılların verdiği bu ertelemenin tam da bir patlama evresini yaşıyorum içimde.
Hal böyleyken diğer tüm meşgaleler olmayıveriyor.
Atlatabileceğimi düşündüğüm, atlatabileceğim günlerin geleceğini de beklediğim için yazmalıyım ki, bu dönemlerimi unutmayayım diyorum.
Bunun için mesela arada mektup da yolluyorum kendime, bu içsel yazışmalarım yetmezmiş gibi.
Yazdığım mektuplardan biri var mesela 2016'ya kadar ölmezsem, almayı beklediğim.
"Beklediğim" demişken zaten kilit kelime de bu sanırım. Hem umut vaad edip, mutlu eden, hem de bir o kadar yaralayan.
Bazen öldüğümüz halde ölmemişiz gibi yaşamamızı sağlayan duygular var. Ne tuhaf!
Yorumlar
Yorum Gönder