Belki de ölmüştük biz.
Yaşadığımızı sanıyorduk nefes alış verişlerimize kanarak.
***
Yaşadığımızı sanıyorduk nefes alış verişlerimize kanarak.
***
Belki mahalledeki o çocuklardı katilin...
Seninle alay ettiklerinde, onlara karşı susup, sesini çıkarmadığın zaman ölmüştün zaten.
Ölmüştün ve o içindeki kin sarıvermişti benliğini, sonraları...
Sonra sen büyüdüğünü sanırken, onu büyütmüştün insanlara karşı.
Ya da senin ölüm sebebin, cevap alamadığın ama cevabını bildiğin cümlelerdi, ondan bir türlü duyamadığın...
Beklediğin...
Ümit ettiğin...
Belki de sevdiğin kadının...Tutulduğun o adamın...
Belki de kendine söyleyemediğin cümlelerdi senin katilin...
Sen söyleyemedikçe, içinden çıkmak için çırpınan, tırmalayan, kanatan cümlelerin...
Bir sürü düşünü de harcayan cümlelerdi onlar...
Çıkamadıkça, o hayalleri birer birer silen cümleler...
Oysa silindiğini sandığın o hayallerin, onun bir lafıyla yeniden yeşereceğine o kadar emindin ki....
Belki sözcüklere bile gerek yoktu senin yeniden doğabilmen için.
Bakışı, gülüşü yeterliydi onların peyda olmasına...
Ama sen ölmüştün...
Artık sen bile değildin...
Duyguların eskisi gibi değildi...
Yaşamak istediğin, mutlu olacağını sanarak beklediğin, haz aldığın duygular böyle değildi...
Belki de nadasa bırakma vaktiydi kalbini...
Yorulmuştun...
Başka bir mevsimi beklemeliydin artık...
Yeşerecek olan başka düşlerinin hasat vakti, belki de başka bir mevsimdeydi artık...
Yorumlar
Yorum Gönder