Dusundugun kadar zeki olmadigini ilk ne zaman fark ettin? Benimkisi, liseye basladigim, meslek secme konusunda yasadigim fikirlerm ile cevap buldu bu sorum. Aslinda bakarsaniz bence mukemmel bir soru. Gecen gun de esimle konustugumuz icin aklima geldi bu konu. Her insan belli bir engele carpmadan ya da kendinden daha zeki insanlarin oldugunu fark etmeden, bunu kolay kolay fark edemiyor. Dusunsenize belli bir yasa kadar cogumuzun bir meslek hayali olur, kapasitemizi bilmeden. Mesela benim bircok meslek hayalim olsa da ilki doktorluktu, hatta cocuklari cok sevdigimden, cocuk doktorlugu. Kazanip kazanamayacagimi anlayacak yasta degildim bunlari soylerken. Cunku gerek ilkokul, gerek ortaokulda sevilen ve oldukca da basarili sayilabilecek bir ogrenciydim ama bu donemlerin hicbirinde caliskan degildim. Disaridan cok calisiyor izlenimi vermeme ragmen :) Bizim zamanimizda adi Oks olan sinava hazirlanirken bende taslar yerine oturmaya basladi. Tip belki hala ola
Hüzünlenmek ve üzülmek arasında derin bir fark var deneyimleyebildiğim kadarıyla. Üzülmek daha çok isyan etmeye yakın bir çizgideyken, hüzünlenmek kendini Allah'a teslim etmek, kabullenmek ama yine de karşılaşılan bir zorlukta çatlamış olan aralıktan sızan suya engel olamamak gibi. Ne suyun akmasına mani olabiliyorsun ne de o çatlağı tamamen kapatabiliyorsun. Suyun usul usul gidişini izliyorsun ve Allah'a teslim olduğundan, bu çatlağın canını çok yakamayacağının da bilincindesin. Hatta bu açılan çatlağın içindeki suyun, sana hayırlı bir yolu gösterebileceğinin ümidindesin. Yolun sonunda feraha erebileceğini, bu aralığın senin bu dünyandaki günahlarına bir nefes kapısı olabileceğini biliyorsun. Hatta dümdüz bir yolda gidip O'na bu denli yönelemeyecek olmaktansa, içindeki bu çatlaklarla ve sızıntılarla yaşamaktan mutlu bile oluyorsun, düşündükçe. Kararan kalbinin temizlenmesi için vesile olarak görmeye başlıyorsun. İşte bu yüzden bir kez daha hamdolsun sana Rabbim, hamdol